Ana içeriğe atla

Haftasonu Ne Yapalım: Salvador Dali Sergisi



Geçen haftasonu hızlandırılmış bir Dali sergisi turu yapmak zorunda kaldım. Hızlandırılmış diyorum çünkü hem vaktim dardı hem de o kalabalıkta peygamber sabrıyla içeri girebilmenin sonucunda daha fazla sınırlarımı zorlamadan sadece merak ettiğim kısmı dolaştım. Ben diyeyim okul gezisi, siz deyin halk ekmeği kuyruğu. Aman Yarabbim! Böyle bir sıra olamaz! Ne kadar çok Dali hastası varmış meğer. 7'den 77'ye bütünnnnn İstanbul ve havalisi bu sergiyi dolaşmak için Cumartesi gününü seçmiş adeta. O kalabalığı görünce girsem mi girmesem mi diye çok düşündüm ama ayağımıza kadar gelen Dali'yi görmemek elbette olmazdı. Bir de kendimi biliyorum, o gün oraya gitmeseydim bir daha hiç bir kuvvet beni sokamazdı, huyum kurusun :) Neyse, uzuuuuuun bir bekleyişin ardından Dali'rmeme ramak kalmışken içeri girdim ki bir de ne göreyim! :) Dışarısı meğer içerden daha az kalabalıkmış! Arkadaşlar şu konuda mutabık kalalım; bir tablonun önünde saatleeeeeeeeerce durmak ve bakmak ondan çok anladığınız anlamına gelmiyor. Film şeridi gibi de hızlıca bakın demiyorum ama orada hınca hınç kalabalığın içinde umarsızca bir tablonun önünde demir atıp takılıp kalmak, itiş kakışlar yaşamak hiç hoş değil. İlla detay bakılacaksa internette herşeyi bulmak mümkün, otur oradan bak. Yok ben illa orijinaline bakacağım diyorsan da haftaiçi git ama orda herkese işkence yapma. Diyeceğim o ki etraf küçük büyük bir sürü sanat severcik kaynıyordu a dostlar. Gidecekseniz, imkanınız varsa haftaiçi gidin.. Ha çok bilindik ünlü eserleri gelmemiş ama olsun muhakkak gidip Dali'nin eşsiz hayal dünyasını yerinde görün.

Sergide ne mi var? Sergi 3 bölümden oluşuyor;

1- Sürrealizm İzleri
2- Gala ile akşam yemeği
3- İlahi komedya

İtalyan dili ve edebiyatı mezunu olmam dolayısıyla en çok ilgimi çeken bölüm elbette İlahi Komedya'nın resmedilen eserleri oldu. Üniversitede bu kitabı okurken tahayyül ettiğim şeylerin, özellikle Araf'ın birebir aynı olması beni şok etmedi dersem yalan söylemiş olurum. Hani böyle rüyalarımızda gittiğimiz enteresan yerler vardır, onlar gibi. Çok fazla detaya girmeden sizleri mutlaka İstanbul'a gelen bu şahane sergiye gitmenizi öneriyorum. Haftasonu gidecek arkadaşlara da şimdiden büyük sabırlar diliyorum.

Yer: Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi - Tophane-i Amire Binası
Sergi 26/02 Pazartesi gününe kadar her gün saat 10:00 - 19:00 arası gezilebilir.
Fiyat: Öğrenci 5 TL - Yetişkin 10 TL

Yorumlar

  1. İnsan 2. kezi de mi kaçırır.. evet ben kaçırdım.. pişmanım :(

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için değerli:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suggestions Please!

Belediye çalışanı gibi görünüp yadırganmayacaksam bu renk Hunter bot istiyorum, suggestions? :) Ben demek sarı demek. En sevdiğim, giydiğim zaman ya da herhangi sarı renk birşey gördüğüm zaman bile beni aşırı derecede mutlu eden bir renk. O yüzden eğilimim bu renkten yana. Sizce direkt balıkçı Azize mi olurum bu çizmelerle? Derdim büyük.

Eski Portrelere Yeni Beden Geldi Hanım

Gün geçmiyor ki ruhu ve zihni genç sanat camiasından çılgın haberler alalım. Hanım kızımız Dorothee Golz nasıl bir kafa yaşadı bilinmez ama eski kafaları yeni bedenlere monte etmekle çok değişik bir iş yaptığı kesin. Zira meşhur inci küpeli kızımızı bırakın kot pantalon içinde, elinde demlikle hayal etmeyi bile hayal etmemiştim. İşte karşınızda altı Şişhane üstü Tophane kombiniyle Hollanda'nın Mona Lisa'sı nam-ı diğer İnci Küpeli Kız Alman ressam Dürer kendisi olmasına rağmen böyle sarmaş dolaş bir çift ile 1500'lü yıllarda karşılaşmış olsa muhtemelen kilise tavanına şeytan figürü olarak resmederdi. Leonardo Da Vinci 'nin bana kalırsa, birçoğu aksini düşünse de Mona Lisa 'yı sollayacak nitelikte haşin bakışlar atan eseri - meşhur portlerinden kimliği belirsiz kadın " La belle ferronnière " günümüze uyarlandığında seksi tişörtü, kot pantalonu ve alnındaki takısıyla çok cool görünüyor. Yukardaki tablodaki gizemli kadınla yarı

Tomorrow I'll Be Wearing

Alışkanlık mı şapşallık mı adını koyamadım ama sabahları dolap karşısında tabiri caizse "şamşırmak" gibi garip bir hal yaşıyorum. Yok. Çalışmıyor kafa. Oraya harcayacağım düşünme payını uyuyarak geçirmeye tercih ediyorum ve akşamdan koyuyorum kenara ne giyeceksem.  Sizlerde durum nasıl? Military postuna ithafen bu hafta geçen sene aldığım askeri yeşil gomleğimi giydim. Gömlek cebi üzerindeki nakışa dikkat, kardeşimin askerlik kamuflajından araklama:) Gömlek- Tayt: Mango / T-shirt: Beyoğlu Pasajı /  Çanta: Cambridge Satchel / Sneakers: Prada / Kolye: Twist Akşamları ara ara esen " Tomorrow i'll be wearing " postlarını instagramda ciiden hesabımdan takip edebilirsiniz.