Ana içeriğe atla

Eski First Row'lardan Kim Kaldı?

Şimdilerde basic bir t-shirt, altına bir tayt ve Dr. Martens, elinde de plastik bir çanta, sanki defileye değil pazara gidiyor gibi insanlar. Adını da "cool" olmak koymuşlar. Eskiler.. eskiler.. eskiler.. Nedir bu geçmişe duyulan özlem? Bu aralar kafayı bununla bozdum sanırım günümüze gelemiyorum :) Sanırım her yerde boy boy gördüğüm özensiz insanlardan sebep eski fotoğraflara bakıp "Ahh ahh" diyorum, şu görüntülere bakar mısınız?


 Christian Dior, 1951- Vogue editoru Bettina Ballard siyah dantelli şapkası ile ne kadar zarif


Amerikan Harper's Bazaar dergisinin tahtında tam 24 sene oturan efsanevi Carmel Snow ( sağda ) 1940 yılında payetli bluzu, ( kol ve beden arasındaki muazzam işçiliğe tekrar bakın 1940'dan bahsediyoruz.. ) bileğindeki takısı, kol altındaki leopar clutch'ı ile harika. Yanında oturan evinizin temizlikçisi Hayriye kılıklı kadın kim bilmiyorum ama saçındaki eşarp 2010'larda Prada ile tekrar moda olmuştu hatırlarsanız.


Şimdilerde "gözlüksüz çıkmam aaabi" mottosuyla yaşayan Anna Wintour, Rita Hayworth'un bu fotoğraflarından etkilenmiş olmasın? Yıl 1956, Christian Dior defilesi. Yalnız elde de sigaralara ve şapkasız çıkılmamasına da ekstra dikkat, arkadakiler modelleri nasıl görmüş şaibeli. Suratların düşmesi bu yuzden herhalde :)


1958'de Paris Moda Haftasında kalemini ısıran 38 yıllık Harper's Bazaar fotoğrafçısı Richard Avedon, Paris Harper's Bazaar editörü Marie-Louise Bousquet'in yanında yerini almış. Şimdilerde first rowda kimler var bi düşünelim.. İtkib yöneticileri, şarkıcılar, birilerinin eşleri,  Ali Ağaoğlu ( haremine kız seçmek için herhalde ), bloggerlar, birilerinin tanıdıkları, bir şekilde sandalye kapmaca oynar gibi hooop oturdum ben kaptımcılar ve gereksiz niceleri.. Nerede satın alma mantığı, nerede yeni sezon model belirlemeleri, nerede bu gelen insanlardaki zariflik hepsi muamma..Bir önceki fotoğrafta görülen öndeki beyaz küllük bir tek benim dikkatimi çekmedi değil mi? :)


 1960'lar, saçlar çoktan kısalmaya başlamış bile.. Twiggy'nin yıldızının parladığı yıllar. Çıtıpıtı kadınlar revaçta.. Ama o da ne? Aman Tanrıım, Barbara Streisand aslan avından gelmiş gibi.. Muhtemelen FW sezonu tanıtılıyor ama bakar mısınız? Sağda kollar gayet açık diğerleri turtleneck ve ceketler içinde. Ama oldu mu Barbara Streisand, hadi o isilik olacak derecede ceketi giydin ama o şapka? Arkadakilere yazık değil mi? Zihninden geçenler buradan bile okunabiliyor, sanıyorum kendisinden başka memnun olan yok bu durumdan, baksanıza zavallı Richard Avedon nasıl da kaplumbağa gibi uzanmış defileyi görebilmek için arkadan

.
 Yıl 1990.. Yalnız kalmaktan sıkılmış gibi görünse de bu anlarını çok özleyeceğini bilse Anna Wintour böyle somurtarak oturur muydu dersiniz?

Bundan sonraki yıllar da malum, moda endüstrisinin fast-food mantığına dönüşmeye başladığı, sezonların birbirini kovaladığı ve araya resortların alındığı yıllar..Hala da öyle değil mi? Ne, ne zaman moda oldu, ne ara tüketildi ve bıktık belli değil. Bu yüzden benim geçmişe duyduğum özlem..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suggestions Please!

Belediye çalışanı gibi görünüp yadırganmayacaksam bu renk Hunter bot istiyorum, suggestions? :) Ben demek sarı demek. En sevdiğim, giydiğim zaman ya da herhangi sarı renk birşey gördüğüm zaman bile beni aşırı derecede mutlu eden bir renk. O yüzden eğilimim bu renkten yana. Sizce direkt balıkçı Azize mi olurum bu çizmelerle? Derdim büyük.

Eski Portrelere Yeni Beden Geldi Hanım

Gün geçmiyor ki ruhu ve zihni genç sanat camiasından çılgın haberler alalım. Hanım kızımız Dorothee Golz nasıl bir kafa yaşadı bilinmez ama eski kafaları yeni bedenlere monte etmekle çok değişik bir iş yaptığı kesin. Zira meşhur inci küpeli kızımızı bırakın kot pantalon içinde, elinde demlikle hayal etmeyi bile hayal etmemiştim. İşte karşınızda altı Şişhane üstü Tophane kombiniyle Hollanda'nın Mona Lisa'sı nam-ı diğer İnci Küpeli Kız Alman ressam Dürer kendisi olmasına rağmen böyle sarmaş dolaş bir çift ile 1500'lü yıllarda karşılaşmış olsa muhtemelen kilise tavanına şeytan figürü olarak resmederdi. Leonardo Da Vinci 'nin bana kalırsa, birçoğu aksini düşünse de Mona Lisa 'yı sollayacak nitelikte haşin bakışlar atan eseri - meşhur portlerinden kimliği belirsiz kadın " La belle ferronnière " günümüze uyarlandığında seksi tişörtü, kot pantalonu ve alnındaki takısıyla çok cool görünüyor. Yukardaki tablodaki gizemli kadınla yarı

Tomorrow I'll Be Wearing

Alışkanlık mı şapşallık mı adını koyamadım ama sabahları dolap karşısında tabiri caizse "şamşırmak" gibi garip bir hal yaşıyorum. Yok. Çalışmıyor kafa. Oraya harcayacağım düşünme payını uyuyarak geçirmeye tercih ediyorum ve akşamdan koyuyorum kenara ne giyeceksem.  Sizlerde durum nasıl? Military postuna ithafen bu hafta geçen sene aldığım askeri yeşil gomleğimi giydim. Gömlek cebi üzerindeki nakışa dikkat, kardeşimin askerlik kamuflajından araklama:) Gömlek- Tayt: Mango / T-shirt: Beyoğlu Pasajı /  Çanta: Cambridge Satchel / Sneakers: Prada / Kolye: Twist Akşamları ara ara esen " Tomorrow i'll be wearing " postlarını instagramda ciiden hesabımdan takip edebilirsiniz.