Ana içeriğe atla

Paylaşmak ya da paylaşmamak işte bütün mesele bu!

Hepimiz farkındayız ki Instagram çıktı mertlik bozuldu, en azından kendi adıma öyle. Eskiden oturur yazardım şimdi instagramda foto seç, paylaş, bitti. İtiraf edeyim kolayıma geliyor ama haksız mıyım? Instagramın ismi zaten instant yani "anlık" paylaşımlardan gelmiyor mu?

Kendimi affettirdiysem geleyim maruzatıma.. 

Genel olarak gittiğim yerlerde gözüme hoş gelen kareleri ve o karelerin içinde ya da dışındaki detayları paylaşmayı seven biriyim. Yani bir yer keşfettim, burası da bana kalsın dediğim yer pek yok ( bir kaç yer hariç ) zaten Amerika'yı yeniden keşfetmiyorum, olan şeyleri paylaşıyorum. Fakat dikkat ettiğim konu ben ne zaman yer bildirmeden bir yer paylaşsam hemen direkt mesaj kısmından orası ile ilgili soru geldiği ve enteresan olan bu kişilerin de sessiz takipçi oluşu. Tabii ki uluorta sormamak için özelden yazanları konu dışında tutuyorum, onlar zaten kendilerini biliyor. Bir kaç kez denedim, gerçekten böyle. Bakıyorlar ki hazırda yer bildirilmemiş hooop hemen sormalar. Kimseyi tenkit etmiyorum gözlemim bu şekilde. Mesele sorulması değil, aksine hoşuma da gidiyor ama paylaşılan şeye ortak olunsa ya da bu bu kişide gördüm ve görmek/gitmek istedim denilse daha güzel olmaz mıydı?

Dediğim gibi paylaşmayı seviyorum, istiyorum ki bir güzellik gördüğümde herkes görsün, herkes faydalansın. Ama bazı hinler var ki her şeyi ilk kendileri görmüş gibi sunmalar, pazarlamalar.. Neden dürüst değiliz? 

Bu arada her gittiğim yeri de paylaşmıyorum, gerçekten hizmeti ya da yediğim şey benim için iyi değilse isim dahi vermiyorum. Ne yazık ki günümüz "instagram friendly" mekan türemesine maruz kaldığı için, bir sunum yapan ya da duvarında "instagramlık" bir dekor olduğu zaman işi kotardığını düşünüyor, haksız da değiller çünkü prim veriliyor. Ben bu tarz yerlere gitsem bile ne öneririm ne de paylaşırım. Şahsi fikrim.

Madem bir çok mekan sorulmaya ve tavsiye isteniliyor, bundan sonra blogda gittiğim yerleri de paylaşmaya karar verdim, herkes ulaşsın okusun diye.

Sizin bu konuda düşünceleriniz neler, merak ediyorum. 

Yorumlar

  1. Selamlar, gidilen görülen yerlerin paylaşılması faydalı oluyor tabii ki. İlgimi çektiyse ben not alıyorum mesela. Ama ben de her gittiğim yeri paylaşmıyorum. Dediğiniz gibi bazen paylaşmaya değer bulmadığım için oluyor bu, bazen de nedense çekiniyorum:) Hani üst üste denk geldiğinde görmemiş demesinler diye:) Halbuki işin raconu bu, benimki gereksiz bir kaygı. O yüzden paylaşın siz. IG'de beğenerek takip ediyorum zaten. Burada yazınca da seve seve okurum. Benim fikrim budur:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı fikirde olmak ne güzel, cok tesekkur ederim yorumunuz icin. Daha sık yazmaya calısıcam:)

      Sil
  2. Bu kadar güzel anlatılabilirdi. Eline beynine sağlık çiğdemcim. Kalbimi bakış açını seviyorum. Güzel keşiflerini ve yazılarını bekliyorum. Sevgiler
    Tuba

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bakıslı Tubacım cok tesekkur ederim, daha bol yazmayı arzu ediyorum bende :*

      Sil

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için değerli:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suggestions Please!

Belediye çalışanı gibi görünüp yadırganmayacaksam bu renk Hunter bot istiyorum, suggestions? :) Ben demek sarı demek. En sevdiğim, giydiğim zaman ya da herhangi sarı renk birşey gördüğüm zaman bile beni aşırı derecede mutlu eden bir renk. O yüzden eğilimim bu renkten yana. Sizce direkt balıkçı Azize mi olurum bu çizmelerle? Derdim büyük.

Eski Portrelere Yeni Beden Geldi Hanım

Gün geçmiyor ki ruhu ve zihni genç sanat camiasından çılgın haberler alalım. Hanım kızımız Dorothee Golz nasıl bir kafa yaşadı bilinmez ama eski kafaları yeni bedenlere monte etmekle çok değişik bir iş yaptığı kesin. Zira meşhur inci küpeli kızımızı bırakın kot pantalon içinde, elinde demlikle hayal etmeyi bile hayal etmemiştim. İşte karşınızda altı Şişhane üstü Tophane kombiniyle Hollanda'nın Mona Lisa'sı nam-ı diğer İnci Küpeli Kız Alman ressam Dürer kendisi olmasına rağmen böyle sarmaş dolaş bir çift ile 1500'lü yıllarda karşılaşmış olsa muhtemelen kilise tavanına şeytan figürü olarak resmederdi. Leonardo Da Vinci 'nin bana kalırsa, birçoğu aksini düşünse de Mona Lisa 'yı sollayacak nitelikte haşin bakışlar atan eseri - meşhur portlerinden kimliği belirsiz kadın " La belle ferronnière " günümüze uyarlandığında seksi tişörtü, kot pantalonu ve alnındaki takısıyla çok cool görünüyor. Yukardaki tablodaki gizemli kadınla yarı

Tomorrow I'll Be Wearing

Alışkanlık mı şapşallık mı adını koyamadım ama sabahları dolap karşısında tabiri caizse "şamşırmak" gibi garip bir hal yaşıyorum. Yok. Çalışmıyor kafa. Oraya harcayacağım düşünme payını uyuyarak geçirmeye tercih ediyorum ve akşamdan koyuyorum kenara ne giyeceksem.  Sizlerde durum nasıl? Military postuna ithafen bu hafta geçen sene aldığım askeri yeşil gomleğimi giydim. Gömlek cebi üzerindeki nakışa dikkat, kardeşimin askerlik kamuflajından araklama:) Gömlek- Tayt: Mango / T-shirt: Beyoğlu Pasajı /  Çanta: Cambridge Satchel / Sneakers: Prada / Kolye: Twist Akşamları ara ara esen " Tomorrow i'll be wearing " postlarını instagramda ciiden hesabımdan takip edebilirsiniz.