Ana içeriğe atla

Yaşayan Saykonatçı Chris Burden



Yazıya başlar başlamaz aklıma Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ.Melih Gökçek'in sözleri, geldi; "Ben böyle sanatın içine tükürürüm!" Tükürüp tükürmeme hadisesi tartışılır elbette fakat sıradışı bir sanatçı ile ilgili yaptığım küçük araştırmayı sizlerle paylaşmak istedim. Nam-ı diğer yaşayan efsane sayko Chris Burden, biyolog bir anne ve mühendis bir babanın çocuğu olarak 1946'da Boston'da dünyaya gelmiş, çocukluğu Fransa ve İtalya'da geçmiş. 12 yaşında İtalya'da Elba adasında geçirdiği bir scooter kazasından sonra sol ayağından anestezi olmaksızın bir operasyon geçirmiş. Sanıyorum bu ameliyattan sonra acı ile canlı canlı tanışan Chris ( hakkında çok şey okuyunca fazla samimiyetten ismiyle hitap etmeyi uygun buldum :) ) daha sonraları denek olarak kendini kullanarak farklı acılar çekmek isteyecek. Liseyi Cambridge ve Massachusetts'te ardından üniversiteyi de California Claremont'da mimarlık okuyarak bitirmiş, fakat sonraları ilgisini tekrar çekmiş olacak ki fizik eğitimi de almış.. Bununla da yetinmeyip çocukluğundan beri hobi olarak ilerlettiği fotoğrafçılıktan da anlaşıldığı üzere ne mimarlık ne fizik diyerek her ikisini de sanatla harmanlayarak başka bir boyuta geçmiş.



Kafasından geçen tam olarak nedir bilinmez fakat "Bakalım ne kadar dayanıklıyım" diyerek 1971 yılında meşhur "Shoot" adlı sanat eserini videoya çekmiştir. Bu videoda da canlı canlı bir arkadaşı tarafından 5 metre öteden sol koluna silahla ateş ettirmiştir. Videoda da göreceğiniz gibi "elini, kolunu" sallayarak denemesini başarıyla tamamlamıştır. Ona göre sanat limitsiz, yani sadece somut değil soyut şeyleri de gerçeğe dönüştürme peşinde. Örneğin acı gibi. Kendi acısının sınırlarını yaşayarak görme peşinde olan Chris yine bu yıllarda kendisini Volkswagen Beetle marka aracın arkasına çarmıha gerip çivileterek aracın üstünde gitmiş, kırık cam parçaları dolu zeminde sadece iç çamaşırıyla sürünmüş, bir okulun öğrenci dolabında günlerce sadece bir su ile hayatta kalmaya çalışmış ölüm ve yaşam arasında sanatı bir kavrama sığdırmayıp acı ile göstermeye çalışmıştır. Bunu yaparken de malzeme olarak yalnızca kendisini kullanmıştır.
Chris amca durulmuş, şimdilerde ise Los Angeles'da yüksek lisansını ışık ve mekan üzerine yaptığından şöyle bir çalışma yapmış sokak lambalarından. İlk bakışta sıradan görünse de bence çok hoş bir çalışma olmuş, kendi koleksiyonunu yaptığı sokak lambalarından ev görünümlü bir alan, süper.



Chris Burden hala hayatta, varsa Los Angeles'da yaşayanınız ya da gidebileniniz ölmeden tanışın :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suggestions Please!

Belediye çalışanı gibi görünüp yadırganmayacaksam bu renk Hunter bot istiyorum, suggestions? :) Ben demek sarı demek. En sevdiğim, giydiğim zaman ya da herhangi sarı renk birşey gördüğüm zaman bile beni aşırı derecede mutlu eden bir renk. O yüzden eğilimim bu renkten yana. Sizce direkt balıkçı Azize mi olurum bu çizmelerle? Derdim büyük.

Eski Portrelere Yeni Beden Geldi Hanım

Gün geçmiyor ki ruhu ve zihni genç sanat camiasından çılgın haberler alalım. Hanım kızımız Dorothee Golz nasıl bir kafa yaşadı bilinmez ama eski kafaları yeni bedenlere monte etmekle çok değişik bir iş yaptığı kesin. Zira meşhur inci küpeli kızımızı bırakın kot pantalon içinde, elinde demlikle hayal etmeyi bile hayal etmemiştim. İşte karşınızda altı Şişhane üstü Tophane kombiniyle Hollanda'nın Mona Lisa'sı nam-ı diğer İnci Küpeli Kız Alman ressam Dürer kendisi olmasına rağmen böyle sarmaş dolaş bir çift ile 1500'lü yıllarda karşılaşmış olsa muhtemelen kilise tavanına şeytan figürü olarak resmederdi. Leonardo Da Vinci 'nin bana kalırsa, birçoğu aksini düşünse de Mona Lisa 'yı sollayacak nitelikte haşin bakışlar atan eseri - meşhur portlerinden kimliği belirsiz kadın " La belle ferronnière " günümüze uyarlandığında seksi tişörtü, kot pantalonu ve alnındaki takısıyla çok cool görünüyor. Yukardaki tablodaki gizemli kadınla yarı

Tomorrow I'll Be Wearing

Alışkanlık mı şapşallık mı adını koyamadım ama sabahları dolap karşısında tabiri caizse "şamşırmak" gibi garip bir hal yaşıyorum. Yok. Çalışmıyor kafa. Oraya harcayacağım düşünme payını uyuyarak geçirmeye tercih ediyorum ve akşamdan koyuyorum kenara ne giyeceksem.  Sizlerde durum nasıl? Military postuna ithafen bu hafta geçen sene aldığım askeri yeşil gomleğimi giydim. Gömlek cebi üzerindeki nakışa dikkat, kardeşimin askerlik kamuflajından araklama:) Gömlek- Tayt: Mango / T-shirt: Beyoğlu Pasajı /  Çanta: Cambridge Satchel / Sneakers: Prada / Kolye: Twist Akşamları ara ara esen " Tomorrow i'll be wearing " postlarını instagramda ciiden hesabımdan takip edebilirsiniz.