Ana içeriğe atla

İstanbul'un Gizli Bahçesi

Sözümü tutamadım! Cuma günü yazacağım dediğim yazıyı bugün yazabiliyorum herkesten özür.

Arnavutköy deyince aklınıza ne geliyor? Boğaz kenarına inci gibi dizilmiş birbirinden güzel yalılar değil mi? Benim ise düğünümüzden sonra gelinlikle sabaha karşı şaşkın bakışlar arasında Bodrum Mantı'da mantı yemem:) Böyle bir anımı da paylaştıktan sonra geçtiğimiz haftaya dönelim. 

Bu aralar moda eski İstanbul semtleri! Daha önceleri Balat'ta, Karaköy'de yürümeye korkarken eskiden tamirhane olan izbe yerler şimdilerde pinterest cafesi haline gelmiş durumda. Bu durum hoşuma gitmiyor değil, aksine zincir restaurantlardan kurtulup özgün yerlere gitmek, farklı tatlar denemek daha cazip.

Arnavutköy'de geçen hafta eşimle dolaşırken ara sokakların bir tanesinde dışarıdan ilk bakışta çiçekçi olduğunu düşündüğüm bu vitrin ilgimi çekti. İsmine bakınca da pek çiçekçi gibi gelmedi zira "Kavanoz" pek çiçek satılan bir dükkan ismi olamazdı. Sonradan bu ve farklı güzellikteki aranjmanların adrese teslim yapıldığını da öğrenecektim.


 İçeriye adım attığımızda yaşlı bir büyüğümüzün evine gelmiş hissini yaşadık, sağda solda eski usul vitrin ve ayna karşıladı bizi. İçeride kimse yok mu diye seslenecekken köşeyi döndük ve bu loş eski kokulu odadan açılan bir vaha çıktı karşımıza!



Camın önüne koyulmuş limon kasası, eskimeyen eskilerden bir daktilo, sıcacık bir atmosfer ve ta daa arkadaki gizli bahçe! İşte buraya beni hayran bırakan en güzel olay. İstanbul'un ortasında bir vahada olmam adeta. Minicik fakat bu kadar huzurlu olabilecek bir yere uzun zamandır denk gelmemiştim. 


Peki bu minicik güzel ortamda neler var? Farklı sunumuyla şahane bir kahvaltı, Petra'dan kahveler, fonda blues şarkılar ve butik şarap çeşitleri. Giderken satın almak isteyeceğiniz ev yapımı mumlar da.




Mekan yeni, ortam eskiden tanıdık bir yere gelmiş gibi çok derine çekiyor sanki, kendi küçücük ama bir o kadar da güzel. Bence İstanbullular olarak bizlerin istilasına uğramadan bol bol tadını çıkartmak gerek çünkü yer bulmak hiç kolay olmayacak. Bu yeri hafızanıza kazımanızda fayda var:)

Adres: Tekkeci Sokak No:1/A Arnavutköy
Instagram: @ciiden



Yorumlar

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için değerli:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haydi Kızlar Askere!

Renklerin siyasi görüşleri temsil ettiği güzel ve yalnız ülkemin mutlu insanları! Yazın yeterince pastellere ve neon renklere girdik, şimdi sonbaharda biraz daha ciddi olup kamuflajları giyme vakti. Esmer, sarışın ve kumral farketmeden her ten rengine uyduğunu düşündüğüm askeri tonları daha da severek giyeceğim kesin. Sadece kamuflaj değil aynı zamanda haki renk ve özellikle deri garnili ( kollar olabilir ya da cep detayları ) olan mont ve gömleklere de mutlaka mağazalarda göz atın derim. Eğer kamuflajın çok ağır ve iddialı bir desen olduğunu düşünüyorsanız aksesuar olarak da kullanabilirsiniz ya da benim gibi kardeşimin kamuflaj gömleğinin yakasındaki soyadı yazan peçi herhangi bir gömleğinize dikebilirsiniz:) Ben haki renk bir gömleğime dikmiştim, çok da güzel oldu. Bakalım insanlar kamuflajı nasıl yorumlamışlar?  Kaynak: Tommy Ton, WTF, Street Style  Çiğdem

Tomorrow I'll Be Wearing

Alışkanlık mı şapşallık mı adını koyamadım ama sabahları dolap karşısında tabiri caizse "şamşırmak" gibi garip bir hal yaşıyorum. Yok. Çalışmıyor kafa. Oraya harcayacağım düşünme payını uyuyarak geçirmeye tercih ediyorum ve akşamdan koyuyorum kenara ne giyeceksem.  Sizlerde durum nasıl? Military postuna ithafen bu hafta geçen sene aldığım askeri yeşil gomleğimi giydim. Gömlek cebi üzerindeki nakışa dikkat, kardeşimin askerlik kamuflajından araklama:) Gömlek- Tayt: Mango / T-shirt: Beyoğlu Pasajı /  Çanta: Cambridge Satchel / Sneakers: Prada / Kolye: Twist Akşamları ara ara esen " Tomorrow i'll be wearing " postlarını instagramda ciiden hesabımdan takip edebilirsiniz. 

Eski Portrelere Yeni Beden Geldi Hanım

Gün geçmiyor ki ruhu ve zihni genç sanat camiasından çılgın haberler alalım. Hanım kızımız Dorothee Golz nasıl bir kafa yaşadı bilinmez ama eski kafaları yeni bedenlere monte etmekle çok değişik bir iş yaptığı kesin. Zira meşhur inci küpeli kızımızı bırakın kot pantalon içinde, elinde demlikle hayal etmeyi bile hayal etmemiştim. İşte karşınızda altı Şişhane üstü Tophane kombiniyle Hollanda'nın Mona Lisa'sı nam-ı diğer İnci Küpeli Kız Alman ressam Dürer kendisi olmasına rağmen böyle sarmaş dolaş bir çift ile 1500'lü yıllarda karşılaşmış olsa muhtemelen kilise tavanına şeytan figürü olarak resmederdi. Leonardo Da Vinci 'nin bana kalırsa, birçoğu aksini düşünse de Mona Lisa 'yı sollayacak nitelikte haşin bakışlar atan eseri - meşhur portlerinden kimliği belirsiz kadın " La belle ferronnière " günümüze uyarlandığında seksi tişörtü, kot pantalonu ve alnındaki takısıyla çok cool görünüyor. Yukardaki tablodaki gizemli kadınla yarı...