Ana içeriğe atla

Isla Bonita - Alaçatı

Uzun zamandır beklettiğim fakat paylaşmak için can attığım bir post ile karşınızdayım :)
Malum Gezi olaylarından dolayı Mayıs sonu ve Haziran arası benim gibi bir çoğunuzda kopuk geçti. Yaşanan onca sıkıntı arasında benim de post yazmak içimden gelmedi herkes gibi..

Fakatt... Hazır bayram öncesi planlar yapılmış "Aman valizimde bunu da unutmayayım!" diye ajandalarımıza not aldığımız son 2 altın güne girmişken benim de Alaçatı'ya gidenlere harika bir yer tavsiyem olacak.

İş dolayısıyla Mayıs ayında gittiğim İzmir'den haftasonu kaçamağı yapmak için arkadaşlarla Alaçatı'ya geçmiştik. Biz kavurucu bir güneş ve bol sakinliğin hayallerini kurarken daha ilk gittiğimiz akşam yağan dolu ile tarihe adımızı altın harflerle yazdırmıştık. Alaçatı'da dolu! Şaka gibiydi. Tamam Mikaille aram hiç bi zaman iyi olmadı ama bu kadar kelek yapmasını da beklemiyordum. Neyse ki ertesi sabah şaka yaptım dercesine bollll güneşli bir sabaha uyandırdı da affettirdi kendisi.

Fakat "iyi ki" diyorum şimdi. İyi ki yağmış o dolu ve biz de bu harika yere sığınmak zorunda kalmışız. Tesadüflere inanan ( bu aralar fazlasıyla inanan ) biri olarak yazıyorum bu satırları:) Efendim bir dükkan düşünün içinde hayallerin satıldığı, karakterinizin yansıdığı, her üründe bol güleryüzün ve hikayenin olduğu.. İşte öyle bir dükkan " Isla Bonita " Hiçbir şey almasanız da zaten içeri girip çıkmak bile harikalar diyarında hissettiriyor kendini anında.. "Şuna da bakayım, aa inanmıyorum bunu da mı yapmışlar, yok yok bunu da alayım" diyerek gezilen bir diyar burası, kısacası yok yok!


Burayı bana sevdiren dışardan baktığınız anda sizi çeken renkli dünyasının dışında sahibi Gülfem hanım. İsmi gibi kendi de marjinal :) İnanılmaz keyifli bir sohbete öyle dalıyoruz ki, kendimizi bir anda dükkanın teras katına yaptığı atölyesinde buluyoruz.


Gülfem hanım hayatı boyunca gezmiş. Amerika, Kuzey Avrupa derken kendisini burada bulmuş.. Sanatçı olmasından mütevellit kendisi gibi sanatçıların birbirinden farklı sıradışı ürünlerini dükkanında biraraya getirmiş. Onun için köylüler de birer sanatçı, bu yüzden dükkandaki ya bir havlu ya da bir kilim detayında mutlaka birinin izini göreceksiniz.




 Bir hayalperest, bir sanatçı.. Gülfem hanım rüyalarını, hayallerini, ilişkileri, soyut kavramları çok güzel resmeden bir ressam aynı zamanda. Her bir tabloya dakikalarca bakıp farklı bir şey görebilirsiniz..




  Konuşması, neşesi, sesi, tonu.. Şuan kalkıp gitsem yine kaldığımız yerden devam edeceğimiz samimi bir kişilik. Dolu yağdı geçti, gitti. Ardından yağmur bastırdı ama umrumuzda değildi.. Biz orada önce dükkanda sonrasında terastaki atölyede öyle güzel bir dünyadaydık ki, ağzımız kulaklarımızda her elimizi attığımız şeyin hikayesini dinlemekten mutlu bir halde çocuk gibi "Peki bu nerden, bunu da mı siz yaptınız" diye art arda sorular soruyorduk. Renkli bantlardan, gazete kupurlerine, dergilerden, peçetelere herşeyden bir şey yapmış Gülfem Kessler. İçindeki çocuk hiç boş durmamış anlayacağınız..



Terastaki sohbetin devamı olarak tekrar dükkana iniyor, geri dönüyoruz. İçtiği şişeler atılmamış üzerine döndürdükçe farklı bir hikayeye dönüşen resimler yapılmış.. Her birinden 1 tane var, ne kadar orjinal!



Her ürünün bir hikayesi var demiştim ya, bu yastıklar da öyle. Onu da Gülfem hanım'dan dinlersiniz :) Herşeyi ben anlatmayayım!


Neredeyse herşeyin el yapımı olduğu, her üründe kendisinin bir izi, hikayesi bulunduğu bu dükkandan Alaçatı hatırası almamak mümkün değil!


Taşlara baksanıza! :) Onlar da denizden toplandıktan sonra boş durmamışlar, Gülfem hanım'ın arkadaşı tarafından bir güzel karakterize olmuşlar..


Peki bu sandalye? Yakından detaylarını görseniz bir de.. 



Bu çantalar plajda da rahatlıkla kullanılabilir :)


Bozuk para cüzdanları. Bir tane de bende var :)


Her şey özel derken buna dükkanın poşedini de dahil etmeliyim. Üzerindeki baskı elde yapma. Kurdeleler ise yine Gülfem hanım'ın detaycılığı.



Buhranlı ofis saatlerinin klişe hayalidir: " Gidicem buralardan, emekli olunca Bodrum'da, Alaçatı'da ufak bi dükkan açacağım."

İşte Gülfem Kessler bunu başarmış, üstelik emekli olmadan :)
Onun o güzel hayal dünyasına Alaçatı'ya gidenler mutlaka konuk olsun ve benden de selam söylesin:) Yağmurdan kaçan kız derseniz hatırlar..

Herkese şimdiden iyi bayramlar diliyorum,
Geri döndüğünde herkes bomba gibi olsun! :)
Çiğdem


Yorumlar

  1. ismini cok duyardim ama bu tip bi sey degildi hayal ettigim.. belki populer bi mekan bekliyordum ben o nedenle sasirdim.. Ve cok mutlu oldum ! Gulfem hn.'i kutlamak gerekir hayallerini gerceklestiren ya da hayallerinin pesinden gidebilenlerden oldugundan ! Alacati planim yok lakin kendimi Bodrum icin hazirladim.. Ama seneye bi ugramaliyimmmm soz !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin dukkanın hemen yanıbasında Lulum biliyosun! Gulfem hanım'ı cok seveceginden eminim:)

      Sil
  2. Vay cok güzel!

    www.missysworld.com

    YanıtlaSil
  3. alacati'daki favori dukkanim!

    YanıtlaSil
  4. Hayy allah ALacati'dan yeni dondum ve bu guzel dukkani farketmeden sokaklardan gectim gittim. Neyse artik bir daha ki sefere :) Operim seni guzellik <333

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa tüh! Kacırmıssın bak bi dahaki sefere inşallah diyorum Ezgicimm:)

      Sil
  5. Cigdemcim ne kadar guzel bir post bu, ellerine saglik. Alacati yi cok ozledim ve tekrar gitmek icin sabirsizlaniyorum, gittigimde buraya kesin gidicem ve bu hikaye dolu parcalari tek tek inceliycem : ) Aldigin minik cantalar da cok sirinmis bu arada, ben de alirdim onlardan kesin : )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkur ederim Aylincim, guzel evine buradan ufak ama harika detaylar alacagına eminim! :) Gidersen haber ver mutlaka!

      Sil

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için değerli:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haydi Kızlar Askere!

Renklerin siyasi görüşleri temsil ettiği güzel ve yalnız ülkemin mutlu insanları! Yazın yeterince pastellere ve neon renklere girdik, şimdi sonbaharda biraz daha ciddi olup kamuflajları giyme vakti. Esmer, sarışın ve kumral farketmeden her ten rengine uyduğunu düşündüğüm askeri tonları daha da severek giyeceğim kesin. Sadece kamuflaj değil aynı zamanda haki renk ve özellikle deri garnili ( kollar olabilir ya da cep detayları ) olan mont ve gömleklere de mutlaka mağazalarda göz atın derim. Eğer kamuflajın çok ağır ve iddialı bir desen olduğunu düşünüyorsanız aksesuar olarak da kullanabilirsiniz ya da benim gibi kardeşimin kamuflaj gömleğinin yakasındaki soyadı yazan peçi herhangi bir gömleğinize dikebilirsiniz:) Ben haki renk bir gömleğime dikmiştim, çok da güzel oldu. Bakalım insanlar kamuflajı nasıl yorumlamışlar?  Kaynak: Tommy Ton, WTF, Street Style  Çiğdem

Eski Portrelere Yeni Beden Geldi Hanım

Gün geçmiyor ki ruhu ve zihni genç sanat camiasından çılgın haberler alalım. Hanım kızımız Dorothee Golz nasıl bir kafa yaşadı bilinmez ama eski kafaları yeni bedenlere monte etmekle çok değişik bir iş yaptığı kesin. Zira meşhur inci küpeli kızımızı bırakın kot pantalon içinde, elinde demlikle hayal etmeyi bile hayal etmemiştim. İşte karşınızda altı Şişhane üstü Tophane kombiniyle Hollanda'nın Mona Lisa'sı nam-ı diğer İnci Küpeli Kız Alman ressam Dürer kendisi olmasına rağmen böyle sarmaş dolaş bir çift ile 1500'lü yıllarda karşılaşmış olsa muhtemelen kilise tavanına şeytan figürü olarak resmederdi. Leonardo Da Vinci 'nin bana kalırsa, birçoğu aksini düşünse de Mona Lisa 'yı sollayacak nitelikte haşin bakışlar atan eseri - meşhur portlerinden kimliği belirsiz kadın " La belle ferronnière " günümüze uyarlandığında seksi tişörtü, kot pantalonu ve alnındaki takısıyla çok cool görünüyor. Yukardaki tablodaki gizemli kadınla yarı

Suggestions Please!

Belediye çalışanı gibi görünüp yadırganmayacaksam bu renk Hunter bot istiyorum, suggestions? :) Ben demek sarı demek. En sevdiğim, giydiğim zaman ya da herhangi sarı renk birşey gördüğüm zaman bile beni aşırı derecede mutlu eden bir renk. O yüzden eğilimim bu renkten yana. Sizce direkt balıkçı Azize mi olurum bu çizmelerle? Derdim büyük.