Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yolcu

Dostum... Güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; fakat, arkana bakma... Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de... Unutma, yolcu değişir, yol değişir, ama menzil değişmez. Yolcuya bakıp, yolunu tanıma. Yola bak, yolcuyu tanı ...  Yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver. Vahim olan, yolun yolcusuz olması değil; Asıl vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır; Yolsuz, hedefsiz, amaçsız, şaşkın, hercai ve seyyal... "En doğru yol: en dikensiz yoldur" diyenler seni aldatıyorlar. Onlar, karanlık evlerinde kaybettiklerini sokak lambasının altında arayan şaşkınlardır. Aldırma... Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir. Dikenine katlanmaktan söz edenler, aşıkmış gibi davrananlardır. Gerçek aşık olanlarsa, dikenini de sever. Dostum, yollar yürümek içindir. Fakat, şu gerçeği de hiç unutma: Yürümekle varılmaz, lakin varanlar yürüyenlerdir. Yol boyunca; yola çıkıp da yürümeyenleri, Yola oturup, gelen-geçenin ayağına çelme takanları, Yoldan metafizik uyuşturucul
En son yayınlar

Çantalarınız Sanat Eserine Dönüşsün

Herkeste olan, fabrikasyon çantaların bazıları gözümü rahatsız etmiyor değil. Sadece çantanın değil, sanki takanın anlaşmış gibi kombini de copy-paste olması belki de rahatsız eden. Ergin Ünal isimli Türk tasarımcı Erzen markasıyla bu işe bir el atmış ve adeta her bir çantayı kişiye özel çizimleriyle ayrı sanat eserine dönüştürmüş; bayıldım! Daha fazlası için Instagram hesabını ( @erzenofficial ) takibe almanızı öneririm.

Cape Town - 1

Ankara’da üniversite okuduğum yıllarda İstanbul’a ailemin yanına mekik dokurken, bolca düşünme fırsatım olan, içinde bulunduğum durumlara bir de uzaktan bakma fırsatını veren keyifle geçirdiğim otobüs yolculuklarından birinde bir dergide görmüştüm ilk defa. Büyülü Afrika Şehri Cape Town yazıyordu başlıkta. Kafamdaki Afrika resmine pek uymayan modern binaların arkasından göz kırpan Masa Dağı’nı ilk görüşümdü. Sanıyorum sene 2005 ya da 2006.  Zihnime kazınan bu fotoğraf ve okuduğum o yazı Mayıs ayında eşim ve benim peş peşe olan doğum günlerimiz için bir fırsat oldu ve gitmemize 3 gün kala eşime bir sürpriz hazırladığımı söyledim. Vizesiz gidilebildiği için hazırlıkları ruhu duymadı tabii :)  Aylar öncesinden kara kaplı defterime aldığım notlar sayesinde aşağıda sıralayacağım yerlerden sizin de keyif almanızı umarak başlıyorum; Öncelikle mevsim çok önemli. Biz Mayıs sonu gittiğimizde Güney Afrika sonbaharı yaşıyordu. Tabii bizdeki gibi değil. Hava yine güneşli fakat o

İstanbul'un Gizli Bahçesi

Sözümü tutamadım! Cuma günü yazacağım dediğim yazıyı bugün yazabiliyorum herkesten özür. Arnavutköy deyince aklınıza ne geliyor? Boğaz kenarına inci gibi dizilmiş birbirinden güzel yalılar değil mi? Benim ise düğünümüzden sonra gelinlikle sabaha karşı şaşkın bakışlar arasında Bodrum Mantı'da mantı yemem:) Böyle bir anımı da paylaştıktan sonra geçtiğimiz haftaya dönelim.  Bu aralar moda eski İstanbul semtleri! Daha önceleri Balat'ta, Karaköy'de yürümeye korkarken eskiden tamirhane olan izbe yerler şimdilerde pinterest cafesi haline gelmiş durumda. Bu durum hoşuma gitmiyor değil, aksine zincir restaurantlardan kurtulup özgün yerlere gitmek, farklı tatlar denemek daha cazip. Arnavutköy'de geçen hafta eşimle dolaşırken ara sokakların bir tanesinde dışarıdan ilk bakışta çiçekçi olduğunu düşündüğüm bu vitrin ilgimi çekti. İsmine bakınca da pek çiçekçi gibi gelmedi zira " Kavanoz " pek çiçek satılan bir dükkan ismi olamazdı. Sonradan bu ve farklı güzelli

Flowers on the wall

Herkese mutlu haftasonları  Instagram @ciiden

Sanat Eseri Çantalar

Bir erkeğin zevki taktığı saatlerden anlaşılıyorsa eğer söz konusu kadın olunca çantasına bakarak hayata karşı duruşunu anlayabilirsiniz. Bu konuda biraz takıntılıyım sanırım, neticede leopar çanta takan ile poşet çanta modeli kullanan kadının kafası bir olamaz. Çantalar da kendi içlerinde çantalar ve sanat eseri çantalar olarak ikiye ayrılıyor. Şimdi sizleri bu eserlerle baş başa bırakıyorum: Çiğdem Instagram @ciiden

Kış için 5 Look

Moda adına en sevdiğim şey renklerin artık daha cesur kullanılabiliyor olması. Çok değil bir kaç sene öncesi hatırlayın kış geldiği zaman herkes simsiyah montlar giyerdi, şimdi ise bir düşünün sokaklar rengarenk! Yaşasın renkler, içimiz kararmıyor ne güzel. Herkese güzel bir hafta dilerim! Çiğdem  Instagram : ciiden